Ceza Hukuku

Görevi Kötüye Kullanma Suçu – TCK 257 (Güncel 2024)

Görevi Kötüye Kullanma Suçu

Görevi kötüye kullanma suçu, adından da anlaşılacağı gibi, bir kamu görevlisinin yetkilerini kötüye kullanarak yasaya aykırı işler yapması anlamına geliyor. Kısaca özetlemek gerekirse, bir kamu görevlisi yetkilerini kullanarak ya da görevini ihmal ederek birine zarar verirse ya da haksız bir kazanç sağlarsa, bu suç işlenmiş oluyor.

Bu nedenle kamu görevlilerinin görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin soruşturmalarda etkin bir savunma stratesiji geliştirmesi ve haklarını bilmesi önemlidir. Etkin savunma sürecini bir avukat aracılığı ile yürütmek ileride istenmeyen hak kayıplarının önüne geçer.

MAKALE İÇERİĞİ

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Unsurları

Görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için belirli unsurların gerçekleşmesi şarttır. Bu şartlar gerçekleşmediği takdirde orada bir suç olduğundan bahsedilemez. Güveni kötüye kullanma suçunun temel unsurları aşağıdaki şekildedir:

  • Kamu görevlisinin kanuna aykırı hareket etmesi sonucu kendine haksız bir menfaat sağlamış olabilir veya başkalarını mağdur etmiş olabilir. Görevi kötüye kullanma suçu ve cezası Türk Ceza Kanunu 257’de düzenlenmiştir. Kamu görevlisinin görevin gereklerine aykırı hareket etmesi veya görevin gereklerini yapmakta ihmal veya geciktirme göstermesi gerekir.
  • Suçun faili sadece kamu görevlisi olabilir. Kamu görevlisi olmayan kimse bu suçu işleyemez. Bu suç aksi takdirde oluşmaz.
  • Kamu görevlisinin hukuka aykırı fiili göreviyle alakalı olmalıdır. Göreviyle alakasız olarak yapacağı bir haksız fiil dolandırıcılık veya güveni kötüye kullanma kapsamında değerlendirilir.
  • Görevi kötüye kullanma kişilerin mağduriyetine, kamunun zarara uğramasına ya da haksız bir menfaat sağlanmasına yol açarsa kamu görevlisi cezalandırılır. Aksi durumlarda suçun şartları oluşmaz.
  • Bu suç yalnızca kasten işlenebilir. Bu suçun işlenmesinde kasıt yoksa taksirle işlenmesi söz konusu olamaz.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Ne Kadar (2024 Güncel)

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Ne Kadar (2024 Güncel)

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Ne Kadar? (2024 Güncel)

Görevi kötüye kullanma suçu, TCK’nın 257. maddesinde düzenlenmiştir. Maddede iki farklı ceza görülür. Bunlar suçun hangi şekilde işlendiğine göre değişiklik gösterir. İhmali hareket ve icrai hareket ile işlenen suçların cezası farklıdır.

2024 yılı itibarıyla bu suçun cezaları şu şekilde:

Görevi Kötüye Kullanma Cezası 2024

Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi Altı aydan iki yıla kadar hapis cezası
Görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

 Görevi Kötüye Kullanma Suçundan Ceza Alanlar

Görevi Kötüye Kullanma Suçundan Ceza Alanların en merak ettiği konu cezanın memuriyete etkisidir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre göre, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası alan kişiler devlet memuru olamamaktadır.

Görevi kötüye kullanma suçundan ceza alan kamu görevlisinin görevi kötüye kullanma suçundan bir yıl ve üzeri ceza alması durumunda memurluğa engel durum ortaya çıkar. Bu durumda meslekten çıkarma ile karşı karşıya kalınır. Ancak hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilmesi durumunda memurluğa engel bir durum ortaya çıkmamaktadır.

TCK 257/1 ve 257/2’ye Göre Görevi Kötüye Kullanma Suçu

TCK 257, iki ana başlıkta görevi kötüye kullanma suçunu ele almaktadır.

  • TCK 257/1: Kamu görevlisi, kasıtlı olarak görevini kötüye kullanıyor ve bu durum bir kişiye veya kamuya zarar veriyorsa, bu fıkraya göre ceza alıyor. Yani, bilerek isteyerek yapılmış bir suistimal söz konusu.
  • TCK 257/2: Burada ise kasıtlı olmadan, görev ihmali ya da gecikmesiyle ortaya çıkan bir zarar var. Görevi ihmal ya da geciktirmenin sonucunda biri zarar görüyorsa, bu fıkra devreye giriyor.

Bu iki fıkra arasında temel fark, kasıt unsuru ve suçun işlenme şekli. Birinde bilerek zarar verme varken, diğerinde görev ihmali var.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Zamanaşımı

Bir suç işlendikten sonra, belirli bir süre içinde bu suça dair yargılama yapılmazsa, o suç zamanaşımına uğrar. Peki, görevi kötüye kullanma suçunun zamanaşımı ne kadar?

TCK 257’ye göre, görevi kötüye kullanma suçunun zamanaşımı 8 yıl. Bu, demek oluyor ki suç işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde dava açılmazsa, artık bu suçla ilgili yargılama yapılamıyor. Ancak bazı durumlarda zamanaşımı durabilir ya da kesilebilir. Örneğin, yeni deliller ortaya çıkarsa, zamanaşımı süresi yeniden başlatılabilir.

Kamu Görevlisinin Görevi İhmal ve Kötüye Kullanma Suçu: TCK 257

Kamu görevlisinin görevi ihmal etmesi veya kötüye kullanması, TCK 257 kapsamında cezalandırılıyor. Bir kamu görevlisi, görevini yapmıyorsa, geciktiriyorsa ya da yetkisini kötüye kullanarak başkalarına haksız çıkar sağlıyorsa bu suç işlenmiş oluyor.

İhmal suçu, genellikle kasıt olmadan yapılır ama sonuç olarak zarar verirse yine de cezai yaptırım uygulanabilir. Kötüye kullanma ise daha kasıtlı bir şekilde yapılır ve haksız kazanç sağlanması söz konusudur.

Bu suçların cezası ise TCK 257/2 uyarınca 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Hangi Durumlarda Oluşur?

Görevi kötüye kullanma suçu çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Peki, hangi durumlarda bu suçun işlenmiş sayılacağını merak ediyorsanız, işte bazı yaygın örnekler:

  1. Yetkisini Kötüye Kullanmak: Bir kamu görevlisi, yetkisini aşarak birine haksız çıkar sağladığında veya görevini kötüye kullandığında bu suç işlenmiş olur. Örneğin, bir devlet memuru yetkisi dahilinde olmayan bir işi yaparak birine avantaj sağlayabilir.
  2. Görevi İhmal Etmek veya Geciktirmek: Görevini yapmamak ya da geciktirmek de bu suçun kapsamına girer. Eğer bir kamu görevlisi bilerek ve isteyerek görevini yapmazsa ve bu durum birine zarar verirse, görev ihmali suçu işlenmiş olur.
  3. Haksız Kazanç Sağlama: Kamu görevlisi, görevini kullanarak haksız kazanç sağlıyorsa yine bu suç işlenmiş olur. Örneğin, bir belediye çalışanı, rüşvet karşılığında bir hizmeti hızlandırıyorsa bu, görevi kötüye kullanma suçuna girer.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Zararın Giderilmesi

Görevi kötüye kullanma suçu, yalnızca kamuya veya bireylere maddi ya da manevi zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda bu zararların telafisi de önemli bir hukuki sorumluluk haline gelir. TCK 257 kapsamında işlenen bu suçun cezai sürecinde, suçun mağdurlarına verilen zararın giderilmesi, fail açısından önemli sonuçlar doğurabilir.

Zarar Nedir ve Nasıl Giderilir?

Bu suç işlenirken, kamu görevlisi görevini kötüye kullanarak kişilere veya devlete zarar verir. Zarar maddi olabilir, örneğin haksız kazanç sağlama, kamusal ya da özel varlıkların zarara uğratılması gibi. Ayrıca manevi zarar da söz konusu olabilir, örneğin itibar kaybı gibi. Zararın giderilmesi, mağdura verilen bu zararın karşılanması anlamına gelir ve genellikle tazminat yoluyla gerçekleştir.

Zararın Giderilmesi Cezayı Etkiler mi?

Evet, TCK 257‘ye göre, suç nedeniyle oluşan zararın tamamen giderilmesi durumunda, failin cezasında indirim yapılabilir hatta hiç ceza verilmemesi bile söz konusu olabilir. Yargıtayın görevi kötüye kullanma suçunun zarar suçu olduğunu zararın giderilmesi durumunda suçun ortadan kalkacağına ilişkin emsal kararları var. Ancak zarar giderme konusunda mutlaka br avukata danışmanızı öneririz.

Zarar Giderilmezse Ne Olur?

Zararın giderilmemesi, failin ceza indirimi gibi bir avantajdan yararlanamamasına yol açar. Bu durumda, mahkeme zararın varlığını göz önünde bulundurarak, cezayı artırıcı faktörler arasında değerlendirebilir. Zararın giderilmemesi, genellikle failin pişmanlık göstermediği veya suçun sonuçlarını telafi etmeye çalışmadığı anlamına gelir.

TCK 257’ye Göre Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nasıl İspatlanır?

Bir kamu görevlisinin görevi kötüye kullandığını iddia etmek yetmez; bu durumu ispata ihtiyaç vardır. Peki, görevi kötüye kullanma suçu nasıl ispatlanır? İşte birkaç yöntem:

  1. Tanık İfadeleri: Olayın tanıkları mahkemeye ifade vererek suçu ispatlayabilirler.
  2. Belgeler ve Yazılı Kayıtlar: Suçun işlenişi sırasında yazılmış belgeler, imzalar, resmi yazışmalar delil olarak kullanılabilir.
  3. Elektronik ve Fiziki Deliller: Kamera kayıtları, e-postalar, ses kayıtları gibi deliller de mahkemede kullanılabilir.

Mahkeme, tüm bu delilleri inceleyerek görevi kötüye kullanma suçunun işlenip işlenmediğine karar verir.

TCK 257 Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Ceza İndirimleri ve Artırımları

Mahkemeler, bazı durumlarda görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin ceza indirimleri ya da ceza artırımları uygulayabilir. İyi hal, suçun boyutu, suçun işlenme biçimi gibi faktörler bu cezalarda değişikliklere neden olabilir. Örneğin, suçu işleyen kamu görevlisi pişmanlık gösterirse, mahkeme bunu dikkate alarak cezada indirime gidebilir. Aynı şekilde, suçun tekrarlanması durumunda ceza artırılabilir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Şikayete Tabi mi?

Genelde görevi kötüye kullanma suçu, şikayete tabi değil. Yani, savcılık re’sen harekete geçebilir. Eğer suç işlendiğine dair bir delil varsa, mağdur kişinin şikayetine ihtiyaç duymadan soruşturma başlatılabilir. Ancak, bazı durumlarda mağdur kişi ya da kurum şikayet dilekçesi vererek süreci başlatabilir.

Görevi Kötüye Kullanma Şikayet Dilekçesi

Eğer bir kamu görevlisinin görevi kötüye kullandığını düşünüyorsanız, bu durumu yetkililere bildirebilirsiniz. Şikayet dilekçesi vererek, savcılığın harekete geçmesini sağlayabilirsiniz. Dilekçede olayın detaylarını açıkça yazmalı ve mümkünse delil eklemelisiniz. Bu deliller yazılı belgeler, tanık ifadeleri ya da elektronik kayıtlar olabilir. Ayrıca görevi kötüye kullanma nedeniyle şikayetler CİMER sistemi üzerinden de gerçekleştirilebilir.

Görevi Kötüye Kullanma Savunma Dilekçesi

Eğer bir kamu görevlisi olarak görevi kötüye kullanma suçu ile suçlanıyorsanız, mahkemeye savunma dilekçesi sunmanız gerekebilir. Bu dilekçede, hakkınızdaki suçlamaları reddeden ya da açıklayan bir savunma hazırlamalısınız. Örneğin, görev tanımınızın dışına çıkmadığınızı ya da herhangi bir çıkar sağlamadığınızı kanıtlamaya yönelik belgeler sunabilirsiniz.

Savunma dilekçesinde şu unsurlara yer vermelisiniz:

  • Olayın Detayları: Olayın nasıl gerçekleştiğini, hangi şartlar altında görev yaptığınızı açıklayın.
  • Deliller: Suçlamayı çürütecek deliller (belgeler, tanıklar vb.) ekleyin.
  • Hukuki Gerekçeler: Görev tanımınıza uygun hareket ettiğinizi ve suçlamaların dayanaksız olduğunu hukuki gerekçelerle açıklayın.

Bu savunma dilekçesi, yargı sürecinde savunmanızın temelini oluşturacaktır. Ancak görevi kötüye kullanma suçu teknik bir suç tipidir. Bu sebeple bu suç ile suçlanıyorsanız mutlaka bir ceza avukatından destek almanızı öneririz.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nasıl Oluşur?

Görevi kötüye kullanma suçu, bir kamu görevlisinin yetkilerini yasaya aykırı şekilde kullanmasıyla ortaya çıkar. Örneğin, bir memur yetkisini kullanarak birine haksız kazanç sağlarsa ya da görevini ihmal ederse bu suç işlenmiş olur. Suçun oluşması için, kasıtlı olarak bir zarar ya da haksız kazanç sağlanmış olması yeterlidir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Savunma Stratejileri

Bir kamu görevlisi, görevi kötüye kullanma suçu ile karşı karşıya kaldığında, kendisini savunması oldukça karmaşık ve hassas bir süreçtir. Bu süreçte, iyi bir savunma stratejisi geliştirmek, suçlamaların düşmesini sağlamak ya da cezada indirim elde etmek açısından kritik öneme sahiptir. İşte burada, bir avukatın rolü devreye girer.

Görevi kötüye kullanma suçunda avukat,

  • Savunma stratejisini doğru şekilde planlar.
  • Delil toplama ve sunma konusunda profesyonel yaklaşım sergiler.
  • Yasal haklarınızı korur.
  • Yargılama sürecini yönetir.

Görevi kötüye kullanma suçunda savunma stratejileri, suçun türüne, işleniş şekline ve eldeki delillere göre farklılık gösterir. Ancak her durumda, bir avukatın profesyonel desteği savunmanın en önemli unsurlarından biridir. Avukat, hem suçlamalara karşı haklarınızı savunur hem de hukuki süreç boyunca size rehberlik eder. Başarılı bir savunma, deneyimli bir avukatla birlikte güçlü bir strateji oluşturmakla mümkündür.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Sonuçları: Kamu Görevlileri İçin Rehber

Bu suçu işleyen kamu görevlileri hem hukuki hem de idari cezalarla karşı karşıya kalabilir. Hukuki yaptırımlar arasında hapis cezası ve para cezası yer alırken, idari yaptırımlar arasında meslekten men ve disiplin cezaları bulunur. Bu nedenle, kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken dikkatli olmaları büyük önem taşır.

TCK 257’ye Göre Görevi Kötüye Kullanma Suçunda İspat ve Savunma

Bu suçun ispatı, yukarıda belirtilen delillerin sunulmasıyla yapılabilir. Tanık ifadeleri, belgeler ve diğer deliller mahkemede suçun işlenip işlenmediğini gösterir. Ancak, suçlanan kişinin doğru savunma stratejileri kullanarak kendisini savunması da önemlidir. Görevini yasalar çerçevesinde yerine getirdiğini kanıtlayan kamu görevlileri, ceza almaktan kurtulabilir.

TCK 257 Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nedir? Şartları ve Cezaları

TCK 257‘de düzenlenen bu suç, kamu görevlilerinin yetkilerini kötüye kullanması durumunda işlenir. Bu suçun işlenmesi için kasıtlı olarak yetkilerin kötüye kullanılması ya da görevlerin ihmal edilmesi gerekir. Cezalar ise hapis cezası, para cezası ve idari yaptırımlar şeklinde olabilir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Kamu Görevlileri İçin Hukuki Sorumluluklar

Kamu görevlilerinin görevlerini yasalar çerçevesinde yerine getirmeleri zorunludur. Yetkilerini aşan ya da görevlerini kötüye kullanan kamu görevlileri, TCK 257 uyarınca cezalandırılır. Hukuki sorumluluklar, görev tanımına uygun hareket etmeyi ve kamusal görevleri kişisel çıkarlara alet etmemeyi kapsar.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Hangi Mahkemede Görülür?

Suçun işlendiğine dair yeterli şüphe ve delil var ise Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenler. Bu iddianame mahkeme tarafından kabul edilirse yargılama süreci başlar. Bu suça ilişkin yargılamalar Asliye Ceza Mahkemesinde yapılır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Yüz Kızartıcı Suç mudur?

Türk Ceza Kanunu’nda yüz kızartıcı suçlar diye ayrı bir düzenleme yoktur. Ancak Anayasamızda ve bazı özel kanunlarda yüz kızartıcı suçlar tanım verilmeden sayılmıştır. Yüz kızartıcı suçlar genellikle memuriyete giriş durumunda sorun yaratacak suçlardır. Bu suçlar toplum tarafından şiddetle tepki gören ve kamu kurumlarında çalışmaya engel yaratabilecek suçlardır. Devlet Memurları Kanununa göre: görevi kötüye kullanma suçu yüz kızartıcı suçtur.

Yüz kızartıcı suçlar, toplumsal ahlak ve güven duygusunu zedeleyen suçlar olarak tanımlanır. Görevi kötüye kullanma suçu da, kamu görevlilerinin dürüstlük ve güvenilirliğine olan inancı zedelediği için yüz kızartıcı suçlar arasındadır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Görevi İhmal Suçu Kasıtlı Bir Suç mu?

Evet görevi ihmal suçu kasıtlı bir suçtur. Görevi ihmal suçunun işlenebilmesi için aranan manevi unsur kasttır. Kast olmadığı sürece bu suçun diğer unsurları oluşsa bile suç oluşmayacaktır. Bu suç kasıtlı olarak işlenebilen suçlardandır. Kamu görevlisinin bu suçu işlerken bilerek ve kasten işlemesi gerekir. Görevi ihmal suçu taksirle işlenebilen bir suç değildir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Soruşturma ve Kovuşturma Süreci

Görevi kötüye kullanma suçunun soruşturma ve kovuşturma süreci, suç duyurusu veya ihbar üzerine Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılır. Soruşturma sürecinde kolluk kuvvetleri aracılığıyla deliller toplanır ve araştırmalar yapılır. Gerekli durumlarda arama yapılabilir. Soruşturma aşamasında sanık ifade verilmeye de çağrılabilir. Bu durumda ne yapacağınızı merak ediyorsanız buraya tıklayarak makalemize ulaşabilirsiniz.

Soruşturma aşaması bittikten sonra Cumhuriyet Savcısı delilleri yeterli bulursa iddianame düzenler ve mahkemeye sunar. Mahkeme tarafından iddianame kabul edilirse kamu davası açılmış olur. Eğer savcı delillerin yetersiz olduğunu ve dava açılmasına gerek olmadığını düşünürse Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK) verir.

Görevi Kötüye Kullanma Cezası Alan Memur

Bu cezayı alan memur hem meslekten çıkarılacaktır hem de cezasının infazına başlanacaktır. Hükmün geriye bırakılması, cezanın ertelenmesi gibi durumlarda infaz ertelenebilir. Bu cezayı alan memur bir daha kamu görevi yapamayacaktır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Avukat

Bu suç ceza hukukunun alanına girmektedir. Ceza hukukunda uzman avukatlara ceza avukatı denir. Görevi kötüye kullanma, güveni kötüye kullanma veya bunlara benzer bir suç ile karşı karşıya iseniz yargılamanın sizin lehinize sonuçlanma olasılığını arttırmak için bir avukata danışınız.

Eğer bu suçlar ile karşılaşıyorsanız bir ceza avukatına danışmanız önemlidir.

Görevi Kötüye Kullanma Beraat Kararları

Görevi kötüye kullanma suçunun yargılama sürecinin her aşamasında beraat kararı verilebilir. Ancak bunun olması için suçun işlendiğine dair yeterli delil olmaması ve mahkeme tarafından sanığın suçsuz olduğuna karar verilmesidir. Görevi kötüye kullanma suçunda beraat kararı alma olasılığınızı arttırmak için bir ceza avukatı ile çalışmanız gerekmektedir.

Görevi Kötüye Kullanma Disiplin Cezası

Görevi kötüye kullanma suçu işleyerek ceza alan memurlar, disiplin cezaları ile de karşı karşıya kalabilirler. Bu suçun işlenmesi sonucunda Devlet Memurları Kanununda yer alan disiplin cezası düzenlemesi memuriyetten çıkarma yaptırımıdır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Mağduriyet Unsuru

Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için kişilerin mağduriyetine veya kamu zararına neden olma ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması gerektiği; somut olayda, TCK’nın 257. maddesinde öngörülen kişilerin mağduriyeti, kamu zararı veya kişilere haksız menfaat sağlanması gerçekleşmediğinden, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine suçun oluştuğu kabul edilip işlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, (Yargıtay Kararı – 9. CD., E. 2013/11251 K. 2014/1730 T. 17.2.2014)

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Genel Suç Vasfı

Görevi kötüye kullanma suçunun TCK’nın 257. maddesinde düzenlendiği, anılan maddenin genel, tali/yardımcı ve tamamlayıcı hüküm niteliğinde olduğu, başka bir deyişle özel görevi kötüye kullanma suçları karşısında genel suç vasfında olduğu ve uygulanabilmesi için eylemin başka bir kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olmasının gerektiği nazara alındığında, sanığın hukuki anlamda tek fiil sayılan eylemlerinin 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçunu oluşturduğu, bu itibarla hakkında 2863 sayılı Kanuna muhalefetten hüküm kurulan sanık ile ilgili görevi kötüye kullanma suçundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA (Yargıtay Kararı – 5. CD., E. 2015/12088 K. 2018/1999 T. 19.3.2018)

İcrai Davranışla Görevi Kötüye Kullanma

Yargılamaya konu atama işleminde, icrai hareketlerin, imza yetkisi bulunanlarca yapılabileceği açıktır. Kararname taslağında sanığın imzası bulunmamakla birlikte, sanığın müsteşarı bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığında hazırlanması suç teorisi yönünden icrai hareket niteliğinde değil, hazırlık hareketi mahiyetinde bir eylemdir. Zira işleme hayatiyet kazandıracak olan üçlü imza gerçekleşmedikçe önceki hazırlığın ihlal ettiği bir hukuki yarardan söz edilemeyecek, hazırlık hareketi mahiyeti arz eden bu davranış görevde yetkiyi kötüye kullanma yönünden bir yaptırımı gerektirmeyecektir. Bu nedenle, Özel Dairece sanığın görevi kötüye kullanma suçundan beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay Kararı – CGK., E. 2012/ K. 2012/246 T. 26.6.2012)

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Zamanaşımı

1.Sanıkların yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

2.5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 02.04.2013 tarihli sorgular olduğu ve bu tarihten, hüküm tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresi gerçekleşmiş olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması hukuka aykırı görülmüştür. (Yargıtay Kararı – 5. CD., E. 2022/5320 K. 2023/7443 T. 13.6.2023)

 

author-avatar

Av. Atakan AYLAR

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden derece ile mezun olan Av. Atakan Aylar, Ankara Barosu'nda tamamladığı stajının ardından Ankara'da avukatlık kariyerine başlamıştır. Ticaret hukuku, aile hukuku, ceza hukuku ve iş hukuku alanlarında uzmanlaşan Aylar, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'nda işlem yapmaya yetkili bir Marka Vekilidir. Müvekkillerine etkili ve çözüm odaklı hizmet sunmayı ilke edinmiş olan Av. Atakan Aylar, güncel hukuki dinamiklere hakimiyeti ve profesyonel yaklaşımıyla Ankara’daki ofisinde hizmet vermeye devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir