İş Hukuku Nedir?

İş Hukuku; iş, işveren ve devlet  arasındaki ilişkiyi düzenleyen özel hukuk dallarından birisidir. İşçi hakları, işveren hakları, iş sözleşmeleri, çalışma koşulları, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, işçilik alacakları, işe iade davası, iş güvencesi tazminatı gibi uyuşmazlıkları kapsamaktadır.

Günümüzde “İş Hukukunu tanımı” teknolojinin gelişmesi ve online çalışma gibi alanların ortaya çıkması ile daha da geniş bir alana yayılmıştır. Gelişmelere ve yeni çalışma ilişkilerinin ortaya çıkması ile İş hukuku mevzuatları sürekli güncellenmektedir.

Ataylar – Ankara Avukatlık Bürosu olarak deneyimli ve uzman kadromuz ile işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarından kaynaklı davalarda tarafların hak ve menfaatlerinin korunması için hizmet vermekteyiz.

bilişim hukuku

İş hukukunun özellikleri nelerdir?

  • İş Hukuku en temel özelliği zayıf konumda olan işçinin korunmasının sağlanmasıdır. Bu koruma mutlak ve sınırsız bir koruma değildir. Belirsiz bir durum söz konusu ise işçi lehine yorum yapılır.
  • İş hukuku esnek bir hukuk dalıdır.
  • İş hukukunda sözleşme özgürlüğü kısıtlanmıştır. İş Kanunu’nun bazı mutlak emredici hükümlerine aykırı sözleşme yapılması yasaktır. İş Kanunu’nda bazı durumlarda işçi aleyhine düzenleme yapılması yasaklanmıştır.
  • İş Hukukunda, çalışma koşulları, işçi hakları ve işveren hakları konularında iş hukuku mevzuatlarında emredici hükümler bulunmaktadır. Emredici düzenlemeler ile işçi ve işveren arasında denge oluşturulması amaçlanır.

İş Hukuku Hangi Kanuna Tabidir?

İş Hukuku ülkemizde çeşitli yasalar ile düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin en başında İş Kanunu yer almaktadır. Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu da iş hukuku mevzuatları arasında yer almaktadır. İşçi hakları, işveren hakları, iş sözleşmeleri, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş hukuku davaları, çalışma koşulları gibi konular İş Kanunu’nda düzenlenmiştir.

İş Hukukunun Temel İlkeleri Nelerdir?

İş hukuku, temel ilkeler çerçevesinde oluşturulmuş bir hukuk dalıdır. İş Kanunu’nda; işçi hakları, işveren hakları, iş sözleşmeleri, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi konular temel ilkeler doğrultusunda düzenlenmiştir.

İş Hukukunun temel ilkeleri kısaca şöyledir:

  • İş Güvencesi ilkesi, haksız yere işçinin işten çıkarılmasını engelleyen ilkedir.
  • Eşitlik ilkesi, işçiler arasında dil, cinsiyeti din ve mezhep, siyasi düşünce farkı gözetmeksizin işyerinde eşit muamele görmesini sağlayan ilkedir. Eşitlik ilkesi ayrıca işçilerin  eşit bir şekilde işe alınmasını da sağlar.
  • İşçi yararına yorum ilkesi, belirsiz durumlarda işçi yararına yorum yapılarak işçinin haklarının korunmasına hizmet eden ilkedir.
  • İşçinin korunması ilkesi, güçlü konumda olan işverene karşı zayıf durumda olan işçinin korunmasını sağlamaya hizmet eden ilkedir.
  • Çalışma özgürlüğü ilkesi, kişinin sınırlama olmaksızın dilediği işte çalışabilme özgürlüğüne hizmet eden ilkedir.
  • Çalışma Sağlığı ve Güvenliği ilkesi, işçinin yaşam hakkı ve sağlığının korunması adına gerekli önlemlerin sağlanmasını sağlayan ilkedir.
  • Toplu pazarlık ve grev hakkı ilkesi, iş koşullarını iyileştirmek için işçilerin işveren ile müzakere etme ve gerektiğinde işi durdurma hakkını korumayı sağlayan ilkedir.

İş Hukukunda Dava Türleri

İş hukukunda işçi işveren uyuşmazlıklarından kaynaklı olarak birçok dava çeşidi bulunmaktadır. Uygulamada en çok görülen iş davaları; kıdem tazminatı alacağı davası başta olmak üzere işe iade davası, ihbar tazminatı davası, fazla mesai alacağı davası, iş kazası davaları, haksız rekabet davaları, hizmet tespiti davasıdır.

İşe İade Davasıİşçinin haksız şekilde işten çıkarılmasından dolayı iş dönmek amacıyla açılan dava türüdür.
Kıdem tazminatı alacağı davasıİşçinin haksız ve geçerli bir nedenle iş akdinin feshedilmesi durumunda işçinin kıdem tazminatı alacağı için açtığı dava türüdür.
 İhbar tazminatı davasıİhbar sürelerine uymaksızın iş akdini sona erdiren işveren ve işçilerin ihbar tazminatı talep ettikleri dava türüdür.
Fazla mesai alacağı davasıSözleşmenin fesh edilip edilmediğine bakılmaksızın işçinin fazla mesai ücretlerinin ödenmediği durumlarda açılan dava türüdür.
Yıllık izin ücreti davasıİşçinin sözleşmesi feshedildikten sonra kullandırılmayan , yıllık izin ücretlerini talep edebileceği dava türüdür.
Hafta tatili, AGİ alacağı gibi diğer işçilik alacağı davalarıİşçinin işçilik alacaklarına ilişkin açtığı işçilik ücret alacağı davasıdır.
İş kazası davalarıMeslek hastalığı ve İş yerinde gerçekleşen iş kazalarından dolayı zarara uğrayan işçinin açtığı iş kazası tazminat davası türüdür.
Sendikadan kaynaklı davalarSendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu’ndan kaynaklanan dava türleridir.
Hizmet Tespiti DavasıKayıt dışı çalışma döneminin kayıtlı hale getirilmesi taleplerini içeren dava türüdür.
Mobbing Davasıİşçinin psikolojik şiddet görmesi sonucunda açtığı dava türüdür.

Kimler ‘İşçi’ Statüsündedir?

İş Hukukunda işçi haklarının belirlenmesi açısından işçi, işyeri, iş sözleşmesi gibi kavramların tanımları önemlidir. İşçi tanımı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesinde “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi” olarak düzenlenmiştir.

İş sözleşmesinin yazılı olması zorunlu bir şart değildir. İşveren ve işçi ilişkisinde, sözlü anlaşma ile çalışan işçiler de işçi kavramı içerisinde değerlendirilir. Devlet Memurları ve bağımsız çalışanlar iş hukukunun kapsamına girmemektedir.

Ancak çalışma hayatında bir kişinin İş Kanunu’na göre iş sayılması için belirli şartların bir arada bulunması gerekir. Bu şartlar kısaca şöyledir.

  • İşçi ancak gerçek kişi olabilir. Şirketler, dernekler gibi tüzel kişiler işçi olamaz.
  • İşin görülmesi işçi tarafından doğrudan yerine getirilmelidir.
  • İşçinin çalıştığı yerin İş Kanunu tabi olması gerekir.

Özetle, gerçek kişi işçi olmayan ve işin işçi tarafından yerine getirilmediği işler için İş Kanunu’na göre işçi statüsünden bahsetmek mümkün olmayacaktır.

İşçinin sigortalı veya sigortasız çalıştırılması işçi statüsünü etkilememektedir. Sigortasız çalışan işçiler de İş Kanunu’na göre işçi tanımı içerisinde değerlendirilir.

Kamu sözleşmeli personelleri işçi midir?

Kamu sektöründe bazı çalışanlar sözleşmeli personel olarak istihdam edilmektedir.

Kamu sektöründe sözleşmeli personel olarak istihdam edilen personeller İş Kanunu’na göre işçi statüsündedir.

İşyeri Tanımı

İş Kanunu’nun 2. maddesinde İşyeri;

“İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir” şeklinde tanımlanmıştır

Kanun kapsamında; işyerine bağlı yerler ile çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene gibi işyeri eklentileri de işyeri tanımı kapsamındadır. İş yeri, iş kazası olaylarında işçi haklarının belirlenmesi açısından önem taşır.

İşçi ve İşveren Avukatlarının Rolleri

İşçi ve işveren ilişkilerinin belirlenmesinde avukatın önemi büyüktür.

İşveren tarafından, İş Kanunu’nda belirtilen yükümlülüklere uygun hareket etmek işveren açısından önemlidir. Eğer iş sözleşmelerine, maaş bordrolarının imzalanması, disiplin yönetmeliği gibi konular ihmal edilirse ileride doğması muhtemel iş davalarında tazminatlar ödemek kaçınılmaz hale gelecektir.

İşveren avukatı, işçi işveren ilişkisinin düzenlenmesini sağlar. Mevcut sözleşmelerin uygulanması, disiplin yönetmeliğinin hazırlanması süreçlerinde hukuki danışmanlık hizmeti verir. İşverene karşı açılan  iş davalarında, şirketi temsil ederek şirketin hukuksal menfaatlerini korur.

İşçi avukatı ise işçinin haklarının korunması için işçilere danışmanlık hizmeti verir. İşçinin haklarının zarar görmesi durumunda işverene karşı açılan davalarda işçiyi temsil eder. İş davalarında en büyük rol işçi avukatınındır. İşçi avukatına bağlı olarak dosyanın hızlı sonuca ulaşması mümkündür.

En İyi İşçi Avukatı

İşçilerin emeklerinin tam karşılığını elde etmesi işçi hakları için oldukça önemli bir konudur. İş yargılamaları bazen tarafların hatasından dolayı uzayabilir. İşçiler, emeklerinin karşılığına tam olarak almak ve hızlı ulaşmak için davalarını en iyi işçi avukatı ile takip etmek isterler.

“En iyi işçi avukatı”, alanında tecrübeli, çözüm odaklı, yargılamanın kısa sürmesi için dava takibi konusunda titiz olan avukattır. Avukatlık Kanunu’na göre hiçbir avukatın kendisini “En iyi işçi avukatı” olarak tanımlaması doğru değildir.

Ancak işçilerin “iş hukuku avukatı” seçerken avukatın deneyimli ve titiz olmasına dikkat etmeleri önemlidir.

İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre işçi ve işveren alacağına ilişkin davalar ve işe iade talebiyle açılan davalardan önce arabulucuya başvurmak zorunludur. Arabulucuya başvurmadan dava açılması durumunda dava usulden reddedilecektir.

Arabulucu görüşmesinde taraflar arabulucu başkanlığında bir araya getirilir. Talepleri dinlenir. Anlaşılması durumunda dava açılmadan uyuşmazlık konusu çözüme ulaşır. Anlaşılmaması durumunda ise anlaşamama tutanağı düzenlenir.

Zorunlu arabuluculuk görüşmelerine tarafların katılması önemlidir. Eğer taraflardan birisi mazeretsiz olarak arabuluculuk görüşmesine katılım göstermemiş ise davada haklı dahi çıksa lehine vekalet ücretine hükmedilmeyecektir.

İş Hukuku Avukatlarının Rolü ve Önemi

İş hukuku avukatları, işverenler ve çalışanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuki çerçevelerle ilgili konularda uzmanlaşmış hukuk profesyonelleridir. Bu avukatlar, işverenlerin çalışma standartlarına, iş güvenliği düzenlemelerine uygunluğunu sağlamalarına, ayrımcılık ve taciz vakalarını önlemelerine ve iş sözleşmeleri, tazminat paketleri, çıkış prosedürleri gibi konuları yönetmelerine yardımcı olurlar. Çalışanlar açısından ise, iş hukuku avukatları işçi haklarının korunmasında, haksız işten çıkarmalar, iş yerinde ayrımcılık ve taciz iddiaları, ücret ve çalışma saatleri ile ilgili anlaşmazlıklar gibi durumlarda temsil ve danışmanlık sağlarlar. Bu avukatlar, hem önleyici danışmanlık yaparak hukuki riskleri azaltmaya çalışır hem de mevcut sorunların çözümünde kilit roller üstlenirler.

İş hukuku avukatlarının rolü, günümüzün sürekli değişen iş dünyasında daha da önem kazanmaktadır. Küreselleşme, teknolojik ilerlemeler ve değişen işgücü dinamikleri, iş hukukunun karmaşıklaşmasına ve yeni hukuki zorlukların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. İş hukuku avukatları, bu değişikliklere hızlı bir şekilde uyum sağlayarak, müvekkillerini güncel mevzuata uygun hareket etmeleri konusunda yönlendirirler ve olası hukuki çıkmazların önlenmesinde kritik bir rol oynarlar. Ayrıca, iş hukuku avukatları, çatışma çözümü ve mahkemelerde temsil gibi konularda da uzmanlık sağlayarak, müvekkillerinin haklarının etkili bir şekilde korunmasına katkıda bulunurlar. Bu nedenle, iş hukuku avukatlarının katkısı, hem işverenlerin hem de çalışanların adil ve hakkaniyetli bir iş ortamında faaliyet göstermelerini sağlamak açısından hayati öneme sahiptir.

İş Hukuku Davalarında Karşılaşılan Temel Konular

İş hukuku davaları, genellikle işveren ile çalışan arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanır ve çeşitli hukuki konuları kapsar. Bu davaların temelinde yatan konular arasında haksız işten çıkarma, ayrımcılık, iş yerinde taciz, ücret ve maaş ihtilafları, çalışma saatlerine ilişkin anlaşmazlıklar, tazminat hakları ve iş sözleşmesi ihlalleri yer alır. Özellikle haksız işten çıkarma davaları, işverenin geçerli bir neden olmaksızın ya da yasal prosedürlere uygun hareket etmeksizin çalışanı işten çıkardığı durumları içerir. Ayrımcılık davaları ise, cinsiyet, ırk, din, yaş, engellilik durumu gibi sebeplerle işe alımda, iş yerinde muamelede veya terfilerde ayrımcılık yapılması iddialarını ele alır.

İş yerinde taciz davaları, çalışanın cinsel, sözlü ya da fiziksel tacize uğradığını iddia ettiği durumları kapsar ve bu tür davalar iş ortamını zehirleyebilir, şirketin itibarına zarar verebilir. Ücret ve maaş ihtilafları, genellikle ödenmemiş ücretler, fazla mesai ücretleri, tazminatlar ve diğer mali haklarla ilgili çıkar. Bu tür anlaşmazlıklar, özellikle mevzuata uygun ödeme yapılmadığında ortaya çıkar. Çalışma saatleriyle ilgili ihtilaflar, işverenin yasal sınırların üzerinde çalışma saatleri talep etmesi veya yeterli dinlenme sürelerini sağlamaması gibi durumları içerebilir. Tazminat hakları ve iş sözleşmesi ihlalleri ise, sözleşmenin koşullarına uyulmaması, tazminatların haksız yere ödenmemesi veya sözleşme şartlarının ihlal edilmesi gibi konularla ilgilidir. İş hukuku davaları, bu tür konuların çözümünde kritik bir rol oynayarak, adil bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunur.

İş Hukukunda Avukat Seçimi

İş hukuku, hem işverenleri hem de çalışanları etkileyen karmaşık ve sürekli değişen bir hukuk dalıdır. Bu nedenle, iş hukuku ile ilgili bir konuda karşı karşıya kaldığında, konusunda deneyimli ve bilgili bir avukat seçmek büyük önem taşır. İş hukuku avukatı seçerken, avukatın ilgili hukuk alanında özelleşmiş olması, güncel mevzuat ve yargı kararlarına hakimiyeti, ve benzer davalarda tecrübesi göz önünde bulundurulmalıdır. Avukatın iletişim becerileri ve müvekkilleriyle olan ilişkisi de önemli bir faktördür, çünkü iş hukuku davaları sıklıkla hassas konuları içerir ve bu süreçte açık, anlaşılır ve destekleyici bir iletişim gereklidir. Avukatın önceki müvekkilleri tarafından yapılan değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, avukatın itibarı ve profesyonellik düzeyi hakkında fikir verir.

İş hukuku davaları genellikle uzun sürebilir ve karmaşık olabilir. Bu nedenle, avukatınızın stratejik düşünebilme yeteneğine, müzakere becerilerine ve dava yönetimi konusunda yeterli deneyime sahip olması önemlidir. İyi bir iş hukuku avukatı, davanın tüm aşamalarında müvekkilini temsil edebilmeli, müvekkillerine realist beklentiler sunmalı ve mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için etkili stratejiler geliştirmelidir. Ayrıca, avukatın alternatif çözüm yolları, örneğin arabuluculuk veya tahkim gibi yöntemleri de değerlendirebilmesi ve müvekkillerinin menfaatine olan en uygun çözüm yolunu belirleyebilmesi gereklidir. İş hukukunda doğru avukat seçimi, sadece mevcut sorunların üstesinden gelmekle kalmaz, aynı zamanda gelecekteki potansiyel hukuki sorunların önlenmesine de yardımcı olabilir.

İş Hukuku Davalarının İşleyişi

İş hukuku davaları, işveren ve çalışan arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için yasal bir süreçtir. Bu tür davalar genellikle, işten çıkarma, ücret ve tazminat ihtilafları, iş yerinde ayrımcılık ve taciz gibi konuları içerir. İş hukuku davası süreci, genellikle bir ön görüşmeyle başlar; burada avukat, müvekkilin iddialarını dinler, davanın detaylarını inceler ve yasal seçenekler üzerine tavsiyede bulunur. Bu aşamada, avukat ayrıca kanıtları toplar, tanıkları sorgular ve müvekkilinin iddialarını destekleyecek belgeleri derler. Avukat, dava dosyasını hazırladıktan sonra, ilgili mahkemeye başvuruda bulunur ve dava süreci resmen başlar. Davanın mahkemede görülmesi öncesinde, taraflar arasında uzlaşma sağlanması için arabuluculuk veya tahkim gibi alternatif çözüm yolları da değerlendirilebilir.

Mahkeme süreci, dava dilekçesinin sunulması ve karşı tarafın bu dilekçeye yanıt vermesiyle devam eder. Tarafların delilleri ve tanıkları mahkemeye sunması, duruşmaların yapılması ve son olarak mahkemenin karar vermesiyle ilerler. Mahkeme, tarafların sunduğu delil ve tanıklıkları değerlendirerek, kanunlar çerçevesinde bir karar verir. Bu karar, tazminat ödenmesi, işe iade, ücretlerin ödenmesi gibi çeşitli sonuçları içerebilir. İş hukuku davalarında, her iki tarafın da haklarının korunması ve adil bir yargılama sürecinin sağlanması amacıyla, detaylı yasal prosedürler uygulanır. Taraflar, mahkemenin kararına itiraz edebilirler; bu durumda, dava üst mahkemelere taşınabilir ve süreç, itirazın sonuçlanmasına kadar devam eder. İş hukuku davalarının işleyişi, karmaşık yasal ilke ve prosedürleri içerdiğinden, deneyimli bir iş hukuku avukatının rehberliği bu süreçte büyük önem taşır.