Tam yargı davası, idarenin eylem, işlem ve ihmali sebebiyle zarara uğrayanların maddi ve manevi zararını tazmini amacıyla açılan dava türüdür. Tam yargı davası süre ve şartları açısından teknik bir dava türüdür. Davanın şartlarının tamamlanmadan açılması olumsuz sonuçlara sebep olabilir.
“Tam yargı davası nedir ve nasıl açılır?” sorusunun yanıtı ve tam yargı davaları hakkında detaylı rehber için yazımızı inceleyebilirsiniz.
Tam Yargı Davası Nedir?
Anayasa’nın 125. maddesine göre idarenin, kendi işlem ve eylemlerinden dolayı doğan zararları gidermesi gerekir. İdarenin herhangi bir işlem, eylem ve ihmalinden dolayı mağdur olan kişilerin zararını gidermemesi halinde zararın tazmini için idare mahkemesinde tam yargı davası açılır. Özetle tam yargı davası, idareden dolayı mağdur olan kişilerin zararlarının tazmini kapsayan dava çeşididir.
Tam Yargı Davası Hangi Durumlarda Açılır?
2577 sayılı Kanun’un 12. maddesine göre, idari işlemden doğan zarara ilişkin tam yargı davalarının üç ayrı şekilde açılması mümkündür.
- Bunlardan birincisi İşlemden doğan zararın ödenmesi istemiyle doğrudan tam yargı davası açılmasıdır.
- İkincisi, zararı doğuran işlemin iptali istemine yönelik olarak iptal davası ile birlikte tam yargı davası açılmasıdır.
- Üçüncüsü, Zararı doğuran işlemin önce iptal davasına konu edilmesidir. Bu durumda bu davada verilecek karar üzerine, kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davası açılmasıdır.
Her üç halde de, idari işlemden kaynaklandığı iddia edilen zarar, yalnızca bir kez tam yargı davasına konu edilebileceği unutulmamalıdır.
Tam Yargı Davası Hakkında Temel Bilgiler
Tam yargı davasının açılabilmesi için idarenin hukuka aykırı bir işlemi, eylemi veya ihmalinin bulunması gerekir. İdarenin hukuka aykırı eylemlerinden dolayı ise kişinin zarara uğramış olması gerekir.
Tam yargı davasının açılırken İYUK 14. maddesinde belirlenen koşullara uygun hareket edilmelidir. Tam yargı davası öncesinde dikkat edilmesi gereken noktalar maddeler halinde şöyledir:
1- Görev ve Yetki: Tam yargı davası görevli ve yetkili mahkemede açılmalıdır.
2- İdareye Başvuru Zorunluluğu: Tam yargı davası açılmadan önce idareye zararın giderilmesi için başvuruda bulunulmalıdır.
3- Ehliyet: Davayı zarara uğrayan kişi veya onun halefleri açmalıdır.
4- Süre aşımı: Tam yargı davası Kanun’da öngörülen sürelere uygun olarak açılmalıdır.
5- Husumet: Davanın zarara neden olan idari kuruluşa yöneltilmesi gerekir.
Söz konusu şartlarda eksiklik bulunması durumunda İdare Mahkemesinde davanın esasına geçilemeyecektir. Bu sebeple dava öncesinde tam yargı davasının şartlarının bir avukat desteği ile detaylı olarak incelenmesi önemlidir.
Tam Yargı Davası Süreci Nasıl İşler?
Tam yargı davası açılırken öncelikle zararın ve idarenin kusuru tespit edilmelidir. Akabinde zararın hangi yolla istenebileceği tespit edilmelidir. Yukarıda “Tam Yargı Davası Hangi Durumlarda Açılır?” başlığında açıklandığı üzere tam yargı davası üç farklı yolla açılabilir.
Tam yargı davasında dava stratejisi belirlendikten sonra idareye zararın giderilmesi için idareye başvuruda bulunulur. Dava öncesinde, idareye zararın giderilmesi için başvuruda bulunmak zorunludur.
İdareye başvuru tamamlandıktan sonra idarenin olumsuz veya hiç cevap vermemesi halinde zararın giderilmesi amacıyla tam yargı davası açılır. Tam yargı davasında zarar tam olarak tespit edilememiş ise mahkemeden zararın tespit edilebilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilir.
Tam yargı davası sürecinin teknik ve karmaşık olması nedeniyle dava sürecinde idare hukuku avukatından destek alınması önemlidir.
Tam Yargı Davası Nasıl Açılır?
Tam yargı davası, açılabilmesi için öncelikle ilgili idareye başvuruda bulunulmalıdır. İdari eylem gerekçesi ile mağdur olan kişinin başvurusu üzerine idare başvuruya ilişkin ön karar verir. Daha sonra idare tarafından olumsuz bir karar veya hiç karar alınmaması durumunda görevli ve yetkili idari yargı kolunda tam yargı davası açılır.
Tam yargı davası, idari bir eylemden zarar görenin eylemi öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halükarda eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde dava açmalıdır.
2577 sayılı Kanun’un 12. maddesine göre, idari işlemden doğan zarara ilişkin tam yargı davalarının üç ayrı şekilde açılması mümkündür. Bunlardan birincisi, işlemden doğan zararın ödenmesi istemiyle doğrudan tam yargı açılması; ikincisi, zararı doğuran işlemin iptali istemine yönelik olarak iptal davası ile birlikte tam yargı davasının açılmasıdır. Üçüncüsü ise; zararı doğuran işlemin önce iptal davasına konu edilmesi, bu davada verilecek karar üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davası açılmasıdır. Her üç halde de, idari işlemden kaynaklandığı iddia edilen zarar, yalnızca bir kez tam yargı davasına konu edilebilir.
Tam Yargı Davası İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
Tam yargı davası, açılırken zarar ve idarenin işlemlerine konu olabilecek deliller dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulmalıdır. Ayrıca tam yargı davasında; dava dilekçesine idareye başvuru dilekçesine ve idarenin olumsuz karar vermesi durumunda karara ilişkin belge ve bilgilerin belirtilmesi gerekir. İdare tarafından herhangi bir karar verilmedi ise bu durumun dava dilekçesinde ayrıca belirtilmesi önemlidir.
Tam Yargı Davası Açma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Tam yargı davalarında görevli mahkemenin tespiti önemlidir. Tam yargı davalarında, genel görevli mahkeme idare mahkemeleridir. Vergi uyuşmazlıklarından kaynaklı tam yargı davalarında ise görevli mahkeme vergi mahkemeleridir. Ayrıca Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak görevli olduğu davalar düzenlenmiştir. Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak görevli olduğu davalarda tam yargı davası Danıştay nezdinde açılmalıdır.
Tam yargı davasında bir diğer önemli konu zarar tam olarak net veya belirli değil ise dava kısmi ve belirsiz talepli açılmalıdır. Daha sonra bilirkişi incelemesi ile zarar tespit edildiğinde miktar artırımı dilekçesi ile tazminat talebi artırılabilecektir. Böylece dava başında yüksek harç ödenmek zorunda kalınmayacaktır. Ayrıca zararın belirli olmaması ihtimalinde dava sonucunda karşı vekalet ücreti gibi külfetlerden kaçınılabilecektir.
Tam Yargı Davası Zamanaşımı
Tam yargı davası açma süresi, zarara neden olan işlem veya işlemin sonucunda oluşan zararın tam olarak öğrenilmesinden sonra başlar.
İdari eylemler sonucunda tam yargı davası, zararın öğrenilme tarihinden itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurulması şartıyla açılabilir. İdareye başvuru sonucunda otuz gün içinde cevap verilmemesi durumunda başvuru reddedilmiş kabul edilir. Bu durumda otuz günlük sürenin bittiği tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açılması gerekir. İdarenin cevap vermesi durumunda ise cevap verilme tarihinden itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açılmalıdır.
İdari işleme karşı önce iptal davası açılması halinde ise idare mahkemesinin iptal kararının, kanun yoluna başvurulmuş ise verilecek kesin kararın tebliği üzerine süresi altmış gün içinde dava açılmalıdır.
Bu noktada vergi uyuşmazlıklarında dava açma süresinin genel süreden farklı olarak otuz gün olduğunu hatırlatmak isteriz.
Tam Yargı Davası Tazminat Hesaplama
Tam yargı davasının amacı, mağdurun idari işlem veya eylem öncesindeki haline getirilmesidir. Tam yargı davasında tazminat, idari işlem sonucunda oluşan zarar veya yoksun kalınan kazanç olarak hesaplanır. Ayrıca davada manevi tazminat talep edilmesi durumunda bu miktar da kişinin mağduriyeti, içinde bulunduğu durum, acı ve elem duyguları dikkate alınarak belirlenir. Her idari işlem sonucunda oluşan zararın farklı olması karşısında tam yargı davalarında net bir hesap formülü bulunmamaktadır. Bu sebeple tazminat hesaplamaları için avukattan destek almanızı öneririz.
Tam Yargı Davası Sonuçları ve İşleyişi
Tam yargı davası sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi durumunda mahkeme ilamı ile idareden zarar talep edilebilir. İdarenin mahkeme kararına rağmen zararı gidermemesi durumunda icra kanalı ile idare aleyhine icra takibi başlatılabilir. Zarar sonucunda faiz ve yargılama giderleri de davanın olumlu sonuçlanmasına göre idareden talep edilebilecektir.
Tam yargı davası ve iptal davası arasındaki farklar nelerdir?
İptal davası ve tam yargı davası birbirleri ile ilişkili dava türleridir. Tam yargı davası ve iptal davası arasındaki farkları tablo üzerinde açıklayalım:
Tam Yargı Davası Ve İptal Davası Arasındaki Farklar | |
İptal Davası | Tam Yargı Davası |
İptal davalarına yalnızca idari işlemler konu olabilir. | Tam yargı davasına idari eylemler, idari sözleşmeler ve idari işlemler konu olabilir. |
İptal davasında yalnızca idari işlemin iptali talep edilebilir. | Tam yargı davasında bir hakka yapılan saldırının durdurulması, bir hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi talep edilebilir. |
İptal davasında idari işlemin hukuka aykırılığı işlemin iptali için yeterlidir. | Tam yargı davasında idari işlem veya eylemin hukuka aykırı olmasının yanında zarar unsurunun da ortaya çıkması gerekir. |
SIKÇA SORULAN SORULAR
Tam yargı davası nedir örnek?
Tam yargı davası idare bir eylem veya işlem sonucunda oluşan zararın tazmini için açılan davadır. Örneğin, hukuka aykırı bir idari işlemle bir kamu görevlisinin görevden uzaklaştırması sonucunda, görevde olmadığı süre boyunca alamadığı maaşları tazmini için tam yargı davası açılmalıdır.
Tam yargı davası nerede açılır?
Tam yargı davası idare mahkemesinde, konusu vergi hukuku ile ilgili olan uyuşmazlıklar ise vergi mahkemelerinde açılır. İstisnai durumlarda ise tam yargı davası Danıştay’da açılır.
Tam yargı davası kaç ay sürer?
Usule uygun ve doğru talepler üzerine açılan bir tam yargı davası ortalama bir yıl içinde sonuçlanmaktadır. Ancak tam yargı davası mahkemelerin iş yüküne göre farklı sürelerde sonuçlanabilir.
Tam Yargı Davası Örnekleri ve Kararları
- Kaçak inşaat iddiası ile Belediye Encümeni kararı ile yıkılan inşaat sonucunda uğranılan zarar için tam yargı davası açılmalıdır.
“…Davaya konu yapı Belediye Encümen kararı ile kaçak inşaat olduğundan yıkımına karar verilip yıkım işlemi gerçekleştirildiğinden, idarenin bu eylemine karşı ancak idari yargıda açılacak tam yargı davası ile tazminat istenebileceğinden, yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir… (Yargıtay 5. H.D. 2012/10826 E, 2012/16685 K. ve 18.09.2012 T.)
- İdarenin yol çalışması sonucunda kaza nedeniyle uğranılan zarar için tam yargı davası açılmalıdır.
“Dava, taşınmazdan yol geçirilmesi nedeniyle tarladaki mahsullerde uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; yargı yoluna ilişkin olup, davada idari yargı mercilerinin mi yoksa adli yargının mı görevli olduğu noktasında toplanmaktadır. Somut olayda; davalı idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu proje çerçevesinde yol çalışması yaptığı dosyaya ibraz edilen kanıtlardan anlaşılmaktadır. “(Bursa-İnegöl) ayrımı, Yenişehir-(Bilecik-Osmaneli) ayrımı İl yolu Yenişehir Kuzey geçişi” çalışması nedeniyle davacıya ait tarladaki ürünlerde zarar doğduğu ileri sürüldüğünden, dava hizmet kusuruna dayanmakta olup, tam yargı davası niteliğindedir. Böyle bir uyuşmazlığın ise idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın bir tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay H.G.K 2014/300 E., 2015/2407 K. ve 04.11.2015)”